20 Eylül 2015 Pazar

Özgür Bacaksız, Deli Çocuğun Güncesi

"Sayısız kitaplar okuduk,
sıcak çayın yanında, demli düşüncelere daldık,
ama hiçbir kitap doğa gibi,
hiçbir felsefe dizgesi,
bir insan yüreği gibi,
net değildi, 
kutsal kitap dedikleri şey,
senin gözlerindi,
içinde uyanan renklerdi."
sayfa 96.


Bu kısa ve uzun denemelerden, aforizmalardan oluşan kitabı
sevdim,
gerçekten sevdim.
Neden mi?
Okurken ruhumla başbaşa verdim, çocukluğuma, gençlik yıllarıma gittim...
Güzeldi, bu kitapla çıktığım ruh yolculuğu  kısa,  ama güzeldi...

"Cümlelerce telaş gereksiz,
gece varsa,
hüzün de vardır.
Çay varsa,
sabır da vardır..."
( sayfa 60)

"Ah Sonya,
Aşağılık insanoğlu her şeye alışır merak etme..."
#deliçocuğungüncesi sayfa 85

Yerdeniz Büyücüsü

"Erkeklik sabretmek demektir.Ustalık ise dokuz kez sabretmek demektir." (sayfa 23)

"Akıllıya soru gerekmez;
aptal ise boşuna sorar." (sayfa38)


Kitabı bitirdim, öncelikle şunu belirtmek isterim ki,
yazarın dili çok ama çok iyi.
Fantastik bir hikayeyi, oldukça doğal ve aynı zamanda bilgece sunmuş.
Okurken sıkılmadım kitabın dilinden,
lakin
ben iyice anladım ki,
fantastik öyküler bana göre değil:)
Ben böyle beni, çocuğumu, komşumu, mahalledeki insanları anlatan kitapları daha çok seviyorum.
Gerçek ya da gerçeğe yakın karakterler ve olaylar daha çok ilgimi çekiyor...