29 Mayıs 2015 Cuma

Sırça Fanus, Sylvia Plath


"Nefret ettiğim bir şey varsa o da, insanların kendinizi berbat hissettiğinizi bildikleri halde, neşeyle hatrınızı sorup İYİYİM demenizi beklemeleridir." 
( Sayfa 183, Sırça Fanus )





Bu kitabı dün gece bitirdim. 
Kitap hakkında özellikle yazarından dolayı söylenecek çok şey var bence... Sıralayacak olursam kendimce:

Kitapta, yazarın hayatını incelediğinizde, yazarın kendi hayat hikayesini anlattığını anlıyorsunuz ki bu hiç de kolay olmayan bir hayat...

Kitabın bir sonu yok, sanki yazar o sonu kendi hayatında göstermek istemiş okurlara, işte kitabın sonu benim der gibi...

Yazar bir sözünde " Sadece içimde susmak istemeyen bir ses olduğu için yazıyorum." demiş. Gerçekten de bu kitapta susmayan bir iç ses var, sahibinin bulunduğu sırça fanusu çatlatacak kadar yüksek ve güçlü sözler çıkaran bir ses bu!

Roman akıcı bir dille anlatılmış, film senaryosu tadında bir gençlik romanı gibi. Ama bu romanı önemli kılan dediğim gibi yazarın hayatına paralel bir hikayeye sahip olması. Zira hikayedeki gibi gençliğinde bir çok intihar girişiminde bulunan yazar, roman  basıldıktan yaklaşık bir ay sonra da iki küçük çocuğunu odalarına kapatıp, onlara kurabiye ve süt bırakıp, kapı altına battaniye sıkıştırıp, mutfakta gazlı fırın içine başını sokarak hayatına 31 yaşında son vermiş, şu satırları yazarken elim de titredi, içim de:(



Kitap yazarı tanımak adına okunmalı yalnız okurken ruhunuz biraz yara alabilir...




 Gerçekten bazıları için hayat gerçekten zor.  O insanlar, hayal ettiği ile yaşadığı hayat benzer olmayınca , hayata karşı hep bir isteksizlik duyuyor, hayata sığamıyor; işte o zamanlarda o insanın yanında onu anlayan , destekleyen biri olmalı mutlaka... Ama bazen o da yetmiyor, o kişi saplantısını , tedavi edilemeyen hastalığından dolayı,  bir şekilde gerçekleştiriyor.

25 Mayıs 2015 Pazartesi

Anton Çehov ( Öyle Bir Hikaye)

Bu kitapta Çehov'un üç kısa hikayesi var. Ben en çok Öyle Bir Hikaye ve Buhran isimli öykülerini beğendim. 


Öyle Bir Hikaye 'de mutluluğu yakalayamamış, uykusuzluk hastalığına yakalanmış ve kendi karısına ,kızına karşı kayıtsız kalmış bir prof. un karamsar hikayesi ve tabi kendisine emanet bırakılan öksüz Katya'nın hikayesi yürekten vurucu oldu benim için...
Buhran isimli öyküde ise, hayat kadınları için dertlenen, onları bu bataktan kurtarmaya çalışan bir garip adamın hikayesi vardı, o da çok etkileyiciydi...

"En iyi insanlar bile kötülüğe karşı sadece uzaktan seyirci kalarak, biraz olsun yakınına gelmek istemezler. Bunun yerine ağır, sıkıcı bir üslupla BASMAKALIP sözler ve LÜZUMSUZ öğütler sıralamakla yetinirler..."
( Anton Çehov, Öyle Bir Hikaye, sayfa 35)


Yazarı tanıdığım için çok mutluyum çünkü dili yalın ama etkileyici, öyküleri ise yürekten vurucu... "Kayıtsızlık, bir ruh felci, zamansız bir ölümdür..." En sevdiğim alıntı sözdü kitaptan... #HalilHocanınKitapları #halilserkanöz

Peter Schlemihl 'in Olağanüstü Öyküsü

"Ve sen sevgili dostum,
Eğer insanların içinde huzurlu yaşamak istersen gölgene bile paradan daha çok önem vermeyi öğren."




 Tam 200 yıl önce yazılmış bir kitap. Ama sanki bugün yazılmış gibi GÜNCEL ve TAZE...

İnsanın,  hırsları ve şeytan ile olan savaşı , alış verişi bu kadar iyi anlatılamazdı belki de... 

"Sevgili dostum,insan bir kere düşüncesizlik edip doğru yoldan ayrılırsa, onu hep aşağıya, daha aşağıya çeken başka yollara da sapar..." ( Peter Schleminhl'in Olağanüstü Hikayesi, sayfa 64) 


Nasıl güzel ve macera dolu bir kitap...
Ve ben bu masal tadındaki kitabı balkonda bir halı üzerinde değil de sihirli uçan bir halı üzerinde okudum...

Peki bu olağanüstü hikayede şeytana neyini satmış olabilir Peter?
Bu sorunun cevabı kitabın kapağında saklı!

24 Mayıs 2015 Pazar

Ezilenler(Dostoyevski)

"Fırtınadan sonra bizi ışıklarıyla aydınlatan güneşe, yaşadığımız mutlu ana şükürler olsun!
Varsın KÜÇÜMSENMİŞ , EZiLMİŞ olalım. Madem ki hep birlikteyiz, önemi yok bunun."




Bu kitabı çok sevdim. Karakterler az ama hepsi sağlam ve tutkuluydu! Kimler vardı peki kitapta?

İki kadına aynı anda aşık olmuş, çocuk ruhlu , kişiliği oturmamış bir genç,

Deli gibi aşık, aşığını her haliyle kabul eden , ailesine bile sırtını dönen zavallı bir kız,
Sevdiği kız, başkasına aşık olan zavallı bir edebiyatçı yazar,

Çok ama çok zor günler yaşamak zorunda kalmış, hep aşağılanmış küçük bir kız çocuğu,

Para uğruna oğlunun hayatına müdahale eden bir baba,

Kızının kendisini terk etmesi karşısında her gün azap çeken, kızını çok seven ama onu bağışlamakta zorluk çeken, onurlu ve zavallı bir baba.

Ve unutulmaz hayat dersi veren sözler.

"İnsan sağlığının değerini bilmeli. Bunu önce ve en başta yaşamak için; ikincisi, her zaman mutlu olmak için yapmalı. Sevgili yavrum, bir kederin varsa bile unut onu. Daha iyisi , onu hiç düşünmemeye çalış. Bir kederin yoksa , olabilmesi ihtimalini de aklına getirmemeye çalış, daha neşeli, keyifli şeyler düşünmeye çalış. "( Dostoyevski, Ezilenler, sayfa 315)

"Son zamanlarda incir çekirdeğini doldurmayacak şeyler yüzünden duyduğum üzüntülere ne gerek var? Bunlar, yaşamama , huzur duymama engel oluyor." {Ezilenler, Dostoyevski sayfa 10 }

"Başkasından saygı görmek istersen, kendi kendine saygı duymayı öğren. En önemlisi bu. Ancak bu şekilde kendini saydırabilirsin." (Dostoyevski, Ezilenler, sayfa 213)

En akıcı Dosto romanıydı belki de... Okuyun asla pişman olmazsınız.