Yazarın kitaplarının sansürsüz basımı ancak 90 'lı yıllardan sonra gerçekleşmiş.
Kitapta da yazarın 9 kısa, ama vurucu öyküsü toplanmış. Öyküler çok gerçekçi yazılmıştı. İfadeler, gizli bir mizah içeriyordu. Açlık, savaş, yoksulluk öyle derinden işlenmişti ki , hikayeler durup durup insanı ağlamaklı hallere düşürüyordu...
Özellikle kitaba ismini veren Dönüş hikayesindeki o malum tren sahnesi öyle etkileyici anlatılmıştı ki, hikaye canlı canlı yanı başımda yaşanmıştı sanki...
Zaten genel anlamda film ve kitaplardaki o tren sahneleri unutulmazdır...