19 Temmuz 2014 Cumartesi

Kiralık Konak ( Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

Ankara'dan okul tatili süresince kalmak  için, çocuklarla memleketimiz Kırklareli'ne gelirken, bavulumda bir kaç kitap getirmiştim. Onları okumayı bitirince de , görümcemin kitaplığındaki kitaplara bir göz attım ve bu kitabı , okumak için seçtim... İyi ki de seçmişim...

Kiralık Konak, bence, yaşanılan döneme ışık tutan hem sosyal ; hem de son derece başarılı bir karakter romanıydı. Tasvirleri gerçekten çok iyi olan bu kitabı okurken , İstanbul’da  o konağın içinde Naim efendi ile birlikte ben de dertlendim...Ah be Naim Efendi, ne olacak bu ülkenin, bu gençlerin , bu konağın hali dedim...

Ayrıca, bence, kitapta olaylardan çok ; karakterlerin hayata bakışları,  hırsları ve zayıf yanlarını ifade eden fikirleri daha dikkat çekiciydi.

Sonuç olarak, üç kuşak arasındaki, catışmaları, fikir ayrılıklarını, gözler önüne seren bu romanı okuduğunuza pişman olmayacaksınız...  İleride  bir tv dizisi  bile de çıkabilir, kim bilir ...






16 Temmuz 2014 Çarşamba

Bir Kedi Bir Adam Bir Ölüm( Livaneli)

"Geceleri sabaha kadar işkenceye götürülme anını bekler, garnizon kapısından içeri giren her otomobil sesinde hepimizin yüreği ağzına gelirdi! Her sabah 9 ile 10 arası, kapıdan içeri bir kamyonet girerdi. Tutuklular demir parmaklıkların önünde , birbirini ezerek kamyonete bakardı! Görevliler, ismi okunan tutukluların kamyonete binmeden önce, ellerine kelepçe takarlar, gözlerini ise bağlarlardı! Sonra..."

İşte bu kitaptaki sözlerden de anlaşılacağı gibi, 12 Eylül ve Sıkıyönetim zamanlarını yaşamış ve sığınmacı olarak , Stockholm'e göçmüş bir göçmen " Sami" karakteri...

Sonra, bir yazar arkadaşı var, O'nun hikayesini ilginç buluyor ve oğlum senin hayatın roman deyip, yazmaya başlıyor... Ama Sami Yazar'ın yazdıklarını pek doğru bulmuyor, ve her bölümde müdahale ediyor, kendi yazdığı ek notlarla! Dur aslında öyle anlattığın gibi değil olay, bir de benden dinle diyor!


Kitabın dili akıcı, olaylar merak uyandırıcıydı! Roman içinde roman, hikaye içinde hikaye ve alternatif iki son! Elinize geçerse okuyun, pişman olmazsınız! 

14 Temmuz 2014 Pazartesi

Suç ve Ceza ( Dostoyevski) Kitap Yorumu

Hani izlediğiniz çoğu filmde, dizide kız, çocuğa sorar " Suç ve Ceza'yı okudun mu? " diye! Ya da okuduğunuz kitaplarda hep adı geçen bir kitaptır o "Suç ve Ceza" ! Belki çoğunuz okumuştur, belki de okumamış olanlar hala vardır, benim gibi!

Ben de geçenlerde görümcemin kitaplığında gördüm kitabı. Timaş Yayınevi'ne aitti. Önce çekindim, çevirisine pek güvenemedim, sonra da okumaya karar verdim. Kitabın çevirisi iyi denilebilirdi ; ama biraz yavan kalmış ya da orjinal halinden kırpılmış gibiydi! Yine de kitaptaki hikaye o kadar sürükleyici, merak uyandırıcı ve düşündürücüydü ki gece gündüz elimden bırakamadım! Siz hala okumadıysanız, artık daha fazla beklemeyin derim! Ben Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından bir çevirisini alıp, edebi zevkine varabilmek için, hikayeyi bilsem de tekrar okumak isterim doğrusu!

Peki hikaye ne derseniz? Bir delikanlı var, hukuk fakültesinde öğrenci , ama çok fakir hatta sefalet içinde, evin kirasını bile ödeyemez olmuş, evsahibinden kaçıyor! İşte bu delikanlının , Razkolnikov , aklına bir delilik geliyor ! Bir suç işlemeye karar veriyor, kokuşmuş sistemi ortadan kaldırmak, temizlemek adına! Peki yüreği iyilikle dolu, karşılaştığı her ihtiyaç sahibi ile cebindeki parasını paylaşan bu adam bu suçu işleyecek mi? Kitap sonuna kadar heyecan ve merak seviyesini koruyor! Sefalet, yoksulluk, aşk, entrika, kaçış, sorular ve zekice verilen cevaplar... Herşey bu kitapta... 

Özellikle fedakar , yüce gönüllü Sonya'nın hikayesi yaktı geçti yüreğimi! Okuyun pişman olmazsınız!