6 Haziran 2015 Cumartesi

Gece Yolu, Kristin Hannah

"İnsanlar plan yapar, Tanrı onlara güler..." Kitabın hikayesi oldukça hüzünlü ve ibret vericiydi! Son bölümlerinde çok gözyaşı döktüm...

Kontrol sahibi olan bir anne, çocukları üzerinde ne kadar etkili olabilir? Onları tehlikelerden korumak adına korkutma yöntemi ne kadar işe yarayabilir?


Alkol, kötülüklerin anası peki ya ana, babalardan korktukları için gizli, saklı yapılanlar... Bazen kaderin önüne geçemezsin. Birisi o hatayı yapar ve cezasını çekerek yaptığının hata olduğunu anlar.
Nasihat her zaman işe yaramaz...



Alkol alıp trafiğe çıkanlar ise, işte onlar o sürdüğü arabadaki ve trafikteki herkesin canını tehlikeye atar, kendi canı cehenneme giderken, diğerlerinin canı nereye gider??? İki yıl önce bizim burada bahar şenliklerinin olduğu günün gecesi, Eskişehir Yolu üzerinde çok feci bir kaza oldu.
Sürücüsü aşırı alkol almış bir üniversite öğrencisiydi. Kendi yaşadı kazadan sonra, artık nasıl yaşamaksa o...
Ama arabadaki bir kız, 17 yaşında, Fransız Dili ve Edebiyat ında okuyan çok başarılı bir kız , artık hayatta değil...

4 Haziran 2015 Perşembe

Steinbeck ( Fareler ve İnsanlar)

"Biz onlara benzemeyiz . Niye mi? Çünkü... çünkü yanımda sen varsın, beni kollarsın, senin içinde ben varım. Niyesi bu işte... Hadi devam et George orayı anlat hadi..." 



İyi ki ikinci kez okumuşum dediğim bir kitap oldu. İkinci okuyuşumda , George ve Lennie'nin tekrar eden ve o hayallerini anlatan diyaloglarını nasıl da özlediğimi anladım. 

En zor zamanlardaki dostluk, sevgi ve sevgisizlik , bir çift laf edecek bir insana olan ihtiyaç bu kadar iyi ve etkili sunulamazdı belki. Bir kitap hem bu kadar sade hem de bu kadar etkili bir dille yazılamazdı sanki.

Kitabın o hazin sonu , zaten insanı yıkan, bir dostun çaresinin tükendiğini etkileyici olarak sunandı. "Bunu yapmak zorundaydın George, yemin ederim ki yapmak zorundaydın ..."

3 Haziran 2015 Çarşamba

Odamda Yolculuk Kitap Yorumum

"Madem size söylemem gerekiyor, kütüphanem romanlardan oluşuyor; evet romanlar... Sanki yeterince derdim yokmuş gibi, binlerce hayali kişinin derdini de gönüllü olarak paylaşıyorum ve onları da kendiminkiler kadar canlı hissediyorum..." ( Odamda Yolculuk , sayfa 87)


Kitap çok farklıydı, farklı bir tat bıraktı aklımda ve ruhumda. Bu kitabı okuduktan sonra , evimdeki eşyalara daha farklı bir gözle bakmaya başladım, hatta duvarlarımızın ne kadar da boş ve ruhsuz olduğunu farkettim.


Kitapta yazar odasındaki her bir eşyayı ve her bir tabloyu konuşturmuş, hikayeleştirmiş, özellikle #ÇobanKız tablosu çok güzel tasvirlenmişti.


Ayrıca bu kitapta,  kurallara itaat etmek zorunda kalan, özgürlüğü kısıtlanan insan ruhu ve  onun özgürlük isteyen hayvani tarafı çok güzel sunulmuştu.

Yazar zaten kitabı , zamanında Kraliyet Ordusundayken , yaptığı bir düello sonucu Torino Kalesi'ndeki odasında aldığı kırk iki günlük hapis cezasını geçirmek zorundayken yazmış. Ve cezası bitince özgürlüğe değil de tekrar toplum ve kurallarının tutsaklığına kavuştuğunu belirtmiş...

Alıntılar:
 "... kitaplar, kalemler sıkıntıya karşı bunlardan iyi çare olur mu! ... o zaman saatler üzerinizden geçer ve sessizce sonsuzluğa düşerlerken, kederli geçişlerini hissetmezsiniz bile..." ( Odamda Yolculuk, sayfa 13)

"Kalbine ve ruhuna uygun bir DOST bulan kimse ne mutludur! Zevk, duygu ve bilgi benzerliğinin birleştiği bir dost; hırstan ya da çıkardan başı dönmeyen bir dost... Ne mutlu öyle bir dostu olana..."
(Odamda Yolculuk, sayfa 48)


31 Mayıs 2015 Pazar

Carolina Maria De Jesus...Çöplük Kitap Yorumu

Carolina üç çocuğu ile yalnız kalmış, fakir bir mahallede ,bakımsız bir barakada yaşam mücadelesi veriyordu... Her türlü açlığa ve sefalete çalışararak göğüs gerdi.






 Onu,  en umutsuz anlarında ise hayata bağlayan okuduğu KİTAPLAR ve yazdığı GÜNLÜKLER oldu...


 Peki bu günlükler nasıl oldu da bir kitap oldu? Bu kimsesiz kadının sessiz çığlıklarını kim duydu, onun o çöplük diye nitelendirdiği yerden kurtulmasına kim vesile oldu?




Önsözde yazdığına göre onun da hikayesi şöyle:
Bir gün  Carolina küçük çocuklarını parka götürdü. O sırada orada  salıncaklarda sallanan alkollü koca koca adamlar gördü. Onlara şöyle seslendi :
'Utanmıyor musunuz? İnin biraz daha çocuklar sallansın !'
Adamlar :' Hadi ordan sen de kimsin? ' dedi
Carolina: ' Terbiyesizler, sizi kitabımda anlatayım da görün !'dedi.

O sırada orada bulunan bir gazeteci bu sözü duyunca, Carolina ile tanıştı ve ona kitabı hakkında sorular sordu. Carolina da ona yıllarca yazıp biriktirdiği defterleri anlattı... Sonra sonra işte bu güçlü kadın hayallerine ulaştı. Sesini dünyaya bu kitapla duyurdu...



 Benim çok etkilendiğim bu kitabı, olur da bir sahafın tozlu raflarında  ya da kitapçılarda( Armoni Yayıncılık çıkarmış)  görürseniz, bu kitap blogunu hatırlayın...

Franz Kafka ( Yalnızlık Sahip Olduğum Tek Şey)

Kitaplar, içimizdeki kalenin gizli odalarını açan anahtarlar gibidir. ( sayfa 7)

Bir kitap, insanın içindeki donmuş denizlere vurulan bir balta gibidir.( sayfa 8)

Kitaplar, birer uyuşturucudur.( sayfa 8)

Yazmak, mutlak bir yalnızlıktır, kişinin kendi benliğinin soğuk boşluğuna düşmesidir. ( sayfa 9)

İlk izlenime, hiçbir zaman güven olmaz.
( sayfa 10)

Aşk, çelişkiler tiyatrosudur.( sayfa 10)

Yazılanlar, yaşananların sadece birer kalıntısıdır.( sayfa 25)

Ortada iyi niyet diye bir şey olmadıktan sonra, bir insanı savunmak imkansızdır.( sayfa 31)

Benim yalnızlığım insanlarla dolu.( sayfa 57)

İnançtan yoksun olduğumuz söylenemez, hayatta olduğumuz gerçeği bile, tek başına inancın tükenmez bir kaynağıdır. ( sayfa 77)



77 sayfalık incecik bir kitaba dolu dolu Kafka sığdırmışlar. Çeviriyi çok sevdim(Zeplin Düşünce Yayınları) 
Herkese selamlar ve iyi okumalar