17 Ekim 2015 Cumartesi

1984, George Orwell

Bağlılık, düşünmemek demektir, düşünmeye gerek duymamak demektir.(sayfa78)


Her şey, bir sis bulutu içinde yitip gidiyordu. Geçmiş silinmekle kalmıyor, silindiği de unutuluyor, sonunda yalan, gerçek olup çıkıyordu. ( sayfa 100)

Özgürlük, iki kere iki dört eder diyebilmektir. Buna izin verilse gerisi gelir.(sayfa 106)

"Bir doğru vardı,
bir de doğru olmayan;
doğruya sarıldığın zaman,
tüm dünyayı karşına alsan
bile deli olmuyordun.
...
Akıllılık çoğunluğa bakılarak ölçülmez."
(Sayfa 249)

İnsanlar gerçek inançlarından vazgeçmedikleri için ölüyordu...(sayfa288)


Kitabın yazımı 1948 de tamamlanmış ve yazar son iki rakamı yer değiştirerek, kitaba 1984 ismini vermiş.

48 de yazılan bu kitap o kadar taze ki , sanki bugünü anlatmış.
Altı çizilmedik sözü yok!



Anlatılanlar, verilmek istenen uyarılar şimdiki zamanı işaret etmiş!
Kesinlikle herkesin okuma listesinde olması gerek.

Bu arada, belirtmek isterim ki kitabın anlatım dili çok akıcıydı. Hiçbir bölümünde sıkılmadım bizzat gözlerimi açarak okudum.

11 Ekim 2015 Pazar

Savaş ve Barış Tolstoy

"Annesi, oğlununkilerle boy ölçüşemeyecek silahlarla yapılan bu savaşta,
üzerine canı gibi titrediği sevgili oğlunun öldürülüp de
kendisinin hala nasıl yaşayabileceğine bir türlü inanmayarak,
yine gerçekten ayrıldı,
yeniden o çılgınlık dünyasına daldı." (sayfa 445)


Kitabı çok beğendim. Benim elimdeki çeviri 504 Sayfalıktı, ama bu kadarlıktan bile dolu dolu  kazanımlar sağladım kendi adıma, inşallah ileride iki ciltlik olan halini de okumak isterim. Neden mi?
Çünkü bu kitapta savaştan çok aşk var,
aslında savaşta bile aşk var,
arayış var,
ne için savaşıyorum?
ne için yaşıyorum?
sorularının
cevapları var.
Altı çizilecek birçok söz var.
Tanınması gereken karakterler var.
Arayışların adamı, insanları tanımayı seven Piyer var.
İnsanların iyiliği için kendi iyiliğinden vazgeçen Sonya var.
Çirkin olduğu iddia edilen ama bence hepsinden güzel ,huyu ve ruhu güzel Prenses Mariya var.

Savaşta , karşılaştığı düşmanına bile sevgi ve merhamet gösteren Andrey var.
Ve Andrey'den şöyle bir söz var:

"Bizim için değerli olan birini sevmek, insani bir sevgidir,
düşmanını sevmek ise,
Tanrısal bir sevgidir..."

Çizgili Pijamalı Çocuk

"Tam olarak fark neydi?

Hangi insanın çizgili pijama, hangilerinin üniforma giyeceğine kim karar vermişti?"
Bence bu kitap 10 yaş ve üzeri her okuyanın , bir solukta okuyacağı ve
sonra ömrü boyunca unutamayacağı bir kitap.

Etkileyici , yalın anlatımı ve sarsıcı finali ile belleklerden kolay kolay silinmeyecek bir kitap.

Kitabın sonunda yazar şöyle bir ifade kullanmış:
"Bu Bronu ile ailesinin sonu. Elbette tüm bunlar çok uzun zaman önce oldu ve böyle bir şey bir daha asla olmaz.
Bu zamanda ve bu çağda tabii ki...
"
Sanırım yazar da yazdığı bu söze inanmadı yazarken!
Dünyaca ve ülkece barışa , huzura olan açlığımız devam ediyor zira!


Not: Filmi de çok etkileyiciydi. Pijamalı çocuk rolü o kadar iyi oynanmıştı ki,
kitaptaki o çocuk ve onun diyalogları ancak  öyle bir karakterle can bulabilirdi...