21 Haziran 2014 Cumartesi

Anne Frank'ın Hatıra Defteri Kitap Yorumu

Yahudi bir aileye mensup olan Anne Frank, dünyaca ünlü bu günlükleri, 13 -14 yaşlarında 2. Dünya Savaşı sırasındaki ailesi ile birlikte ,Nazi zulmünden saklandığı, sığınak evlerinde yazıyor. Bu günlük kesinlikle kurgu değil, bizzat Anne Frank tarafından 12 Haziran 1942 ile 1 Ağustos 1944 yılları arasında yazılmış.

Anne Frank hatıra defterine "Kitty " ismini veriyor, onunla sanki yakın bir arkadaşıymış gibi dertleşiyor Sevgili Kitty, En yakın arkadaşım Kitty, diye başlayıp , hep de Dostun Anne diye bitiriyor yazılarını. Bu günlükler "savaş günlüğü " ve okurken savaşın tüm acımasızlıklarına şahit oluyorsunuz!  Günlükleri okurken, bizim "günlük dertlerimizin" ne kadar da  anlamsız olduklarını farkediyorsunuz ve halinize şükrediyorsunuz!

Saklanmak, sesini çıkarmadan yaşamak, suyu özgürce  istediğin saatte kullanamadan, istediklerini yiyemeden bir evde yaşamak, kimse görmesin diye hava almak için dahi pencereleri açamamak,bir başka aile ile yemeklerini, dertlerini paylaşmak zorunda olmak! Anne sevgisini hissedememek! Bu günlük birçok savaş olayları yanında "aile içi ilişkilere " de şahitlik ediyor ki Anne'nin filozofça yazdığı "hayata ve insanlara dair bir sürü sözü " not ettim defterime!

Sonuç olarak "azmin ve herşeye rağmen yaşama sevincinin bir örneği olan "  Anne Frank'ı tanımak ve mutlaka bu kitabı okumak gerek diye düşünüyorum...

Martı Jonathan Livingstone Kitap Yorumu

"Bir sevinç çığlığı attı.Yeryüzünden ayrılalı,çıkardığı ilk sesti bu:''BAŞARDIM!''
-Elbette başardın.Ne yaptığını bilirsen daima başarırsın."  

Çok güzeldi bu kendi küçük içi büyük kitap ! Başarıda sınır ve engel tanımamanın adeta resmi çizilmiş her sayfada! 

Okuduktan sonra, evdeki kitaplığınızdaki yüzlerce kalın kitaba değişemeyeceksiniz bu baş ucu kitabını! Çünkü engellere karşı savaşıyorsanız, gücünüz kalmamışsa,yeise düştüyseniz, bu kitaba sarılacaksınız! Başarı ve azmin temsili bu kitap size güç verecek!

Bir şeyi başarmak mı istiyorsun ? Belki bu bir "kilo verme olayıdır" belki "sigarayı bırakma" belki " KPSS de yüksek not alma" ,"mesleğinde en iyi olma"  belki "kolların yokken, ayağınla yazma"  Bunları yapacak güç yüreğinde ve  düşüncelerinde saklı yeter ki bunu yapabileceğini gör, zamanın ötesine geç! Düşünce gücünle sınır tanıma ve başar! Yazar bu minicik
hikayeye dev gibi bir hayat dersi sığdırmış! Unutmayın
"En yüksek uçan martı, en uzağı görendir..."

Ölmeden önce okunması gereken kitaplardan biriydi bence! 7 den 70 e her okuyucuya hitap eden bir eser...

15 Haziran 2014 Pazar

Aşk Terapi ( Nevzat Tarhan) Kitap Yorumu

 Aşk nedir sizce? Aşk sevgiye ya da, sevgi  sonradan iyi davranışlarla beslenerek aşka dönüşür mü? Peki evlilik aşkı öldürür mü? Evlilikte aşkı taze tutmak için hangi kuralları bilmeliyiz? Mesela  aşkta 4M1Y kuralı nedir? İşte tüm bu soruların cevabını öğrenmek istiyorsanız, Nevzat Tarhan'a ait Aşk Terapi isimli kitabı okumalısınız:) 
 
Şimdi kitaptan çıkıp, şöyle bir özel hayatımıza bakalım:) Çoğumuz , özellikle biz kadınlar, şiir ve kitaplarda, film ve dizilerde anlatılan ideal aşkları arıyoruz ilişkilerimizde... Ve o ideal aşkı besleyen şeyler; dış görünüş , güzellik, karşıklılı söylenen süslü aşk sözleri,şiirler, harcanan paralar, tek taşlar ... Bunları görüp , duyup, okuyoruz ama kendi elimizdeki kocamızın, eşimizin , yuvamızın kıymetini ne kadar biliyoruz? Unutmayalım onlar hep kurgu ve aldatmaca, pazarlama, aşk edebiyatı;) Bana sorarsanız "gerçek aşk nedir" diye? Gerçek aşk, tabakta sadece bir meyva kalmışsa onu ikiye bölüp paylaşmaktır.  Akşam evdeki ailesel buluşmayı ve akşam yemeğini dört gözle beklemektir. Gece yorgun bile olsan, eşinin gömleklerini tutkuyla ütülemektir:) Gece yatarken eşinin kokusunu içine çekerek ona sarılmaktır. Farklı ilgi alanlarına sahip olunsa ve farklı kitaplar okunsa bile ,  akşamları çocuklar uyuduktan sonra, karşıklı içilen çay ve kahvelerle, okuduklarınla ilgili muhabbet edebilmektir... Sadece gözlerin konuşması ve gözlerin "sana aşığım" demesidir...

Şimdi kitaba dönelim:) kitapta aŞkta 4M1Y kuralı vardı ki çok önemliydi bence:) şöyleki 
4 M, melek(annelik , babalık rolü), mutfak, muhabbet ve meslek. 1 Y ise, yatak odası rolleri ki yatak odasında tüm kimlikleri bırakmak gerekir diyor Nevzat Hoca:) haklı bence de!  Bana göre anneler , bebekten sonra bir kutsal görev üsteleniyor ki bence abartıyorlar! Bazı anneler ; aman evim çok temiz olsun! aman çocuğum çok temiz olsun ! hasta olmasın ! diye çocuklarının üzerilerine o kadar titriyorlar ki , babayı unutuyorlar! Baba da yeterli ilgiyi göremeyince, ilgiyi dışarıda aramaya başlıyor! O yüzden bu kutsal annelik görevini abartmayalım ve bakımlı olmanın, dokunmanın, ilginin ve tabiki yatak odasının evlikteki önemini unutmayalım! Zaten Nevzat Hoca, kitapta " Evlilikte yatak odasında MELEK olmayın diyor kadınlara"... !

Sonuç olarak Mevlana öğretileriyle desteklenen bu kitap gayet iyiydi. Bekar, evli, aşık , aşık olmayan herkes , okurken kendinden bir şey bulacaktır mutlaka.