4 Kasım 2016 Cuma

Hasan Ali Toptaş, Ben Bir Gürgen Dalıyım

"... Çünkü, yüzyıllardır çözülemeyen acayip bir bilmeceydi insan. Derinlerden daha derin bir sırdı ya da, ucu bucağı olmayan, içi pisliklerle, içi eşsiz güzelliklerle dolu, alabildiğine karanlık ve karmakarışık bir evrendi."

Kitabı böyle sessiz sessiz değil, bağıra bağıra okumak istedim, hatta bazı bölümlerini sesli okudum.
Böyle bir nefeslik bir hikaye , ama sonra alınan her nefeste acıyla hatırlanacak bir hikaye...

Hasan Ali Toptaş öyle samimi yazmış ki , bu kısa hikayeyi; bitirince "ben doyamadım ki bir daha okurum " diyorsun.
Okurken bu dünyadan sıyrılıp , anında kitaptaki o masalsı aleme akıveriyorsun ...
Kitabın sonlarına doğru da pat diye , insanların birbirlerine eziyet ettiği , birbirlerini öldürdüğü dünyanın içinde buluveriyorsun kendini...

Alıntılar:
Ben Bir Gürgen Dalıyım

"Çünkü insanların büyük bir bölümü, birer uyurgezer gibi geçip giderlerdi güzelliklerin yanından. Ya da, kafalarına taktıkları başka bir güzelliğin peşinden koşarken, onun uğruna, birçok güzelliği de ayaklarının altına alıp, hiç farkına varmadan acımasızca ezerlerdi...

- Sence köknar ağacı bağırmış mıdır kesilirken?
- Belki bağırmıştır ama ben duymadım.
- Ben de...
- Kim duydu ki , herkes uyuyordu.
- Belki bağıracak zaman bile bulamamıştır zavallım...
- Belki..."