"Geceleri sabaha kadar işkenceye götürülme anını bekler, garnizon kapısından içeri giren her otomobil sesinde hepimizin yüreği ağzına gelirdi! Her sabah 9 ile 10 arası, kapıdan içeri bir kamyonet girerdi. Tutuklular demir parmaklıkların önünde , birbirini ezerek kamyonete bakardı! Görevliler, ismi okunan tutukluların kamyonete binmeden önce, ellerine kelepçe takarlar, gözlerini ise bağlarlardı! Sonra..."
İşte bu kitaptaki sözlerden de anlaşılacağı gibi, 12 Eylül ve Sıkıyönetim zamanlarını yaşamış ve sığınmacı olarak , Stockholm'e göçmüş bir göçmen " Sami" karakteri...
Sonra, bir yazar arkadaşı var, O'nun hikayesini ilginç buluyor ve oğlum senin hayatın roman deyip, yazmaya başlıyor... Ama Sami Yazar'ın yazdıklarını pek doğru bulmuyor, ve her bölümde müdahale ediyor, kendi yazdığı ek notlarla! Dur aslında öyle anlattığın gibi değil olay, bir de benden dinle diyor!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder