20 Kasım 2014 Perşembe

İnsanın Kaderi (Soholov)

" Babacığım benim canım babacığım, beni gelip bulacağını biliyordum, ama seni ne kadar uzun süre bekledim biliyor musun? Çocuk  rüzgarda titreyen ince bir ot gibi , göğsümün üstünde titreyerek, sıkı sıkı bana sarılıyordu. Beni babası sanmıştı. Benimse gözlerim buğulanmıştı. Ben de titremeye başlamıştım. Bir baktım ellerim de titriyor."

Bir kitapla ,bir yazar daha tanımış oldum. Mihail Şoholov  Ve Durgun Akardı Don adlı kitabından sonra 1965 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü almış.


Bu İnsanın Kaderi

isimli ince kitabında da 3 kısa hikaye anlatmış. Üçü de birbirinden acı. Zaten savaş varsa acı da vardır... 
2. Dünya  Savaşı'ndan sonra mahvolmuş ve  ailesini , evlatlarını kaybetmiş gariban  insanların,  hayata  tutunmak için tekrar bir neden araması anlatılmış kitapta. Ben okurken çok hüzünlendim. Özellikle ilk hikayedeki , bu kimsesiz çocuk beni çok etkiledi. Bir de sonuncu hikayede, 7 çocuğunun başında durmak, hayatta kalarak onlara bakabilmek için, diğer iki çocuğunu " siyasi  baskısının ölüm tehditi sonucu" vurmak zorunda kalan bir babanın acı hikayesi içimi parçaladı...


Hani güzellik yarışmalarında , filmlerde çıkar ya sorarlar " Dünyaya vermek istediğiniz mesaj nedir? Ya da hayaliniz nedir diye? Soranlar da Dünya Barışı cevabını alırlar genelde... Bizim gibi, savaşın acı yüzüne bir de kitaplarda şahit olan  kitapseverlere de sorsalar aynı soruyu... Biz de " savaşsız bir dünya" , "siyasi görüş ve düşünceden dolayı ceza alan , öldürülen insanların olmadığı bir dünya" derdik... 


Neyse herkese iyi okumalar. Yine bir kitap beni çok kötü duygusallaştırdı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder