21 Temmuz 2014 Pazartesi

Siddharta ( Hermann Hesse)

 Hermann Hesse 'nin bu kitabını da severek okudum. Böylece "okunması gereken kitaplar" listemdeki kitaplardan birini daha okuyup bitirmiş oldum.1946 yılında Nobel ödülü almış Hermann Hesse'nin bu kitabını gerçekten severek ,baştan sona kadar tek solukta okudum.  

Peki konusu ne derseniz? İşte bu kitap bir romandan ziyade, düşüncelerin duru bir dere misali, akıp gittiği , sonra taşıp başka yerleri sulayıp tekrar yatağına döndüğü ,doğu felsefesi ile beslenmiş sürekli bir arayış içeren  içsel bir hesaplaşmanın kitabıydı!
 

Romanın baş karakteri Siddharta , bir gün terk etti babasını, öğretisini, " Kendi kendime öğretmenlik yapacak, kendi kendimin öğrencisi olacak, kendimi tanımaya,Siddharta'in gizini ele geçirmeye çalışacağım" diyerek düştü yollara...

" Aramak, bir amacı olmak demektir. Bulmaksa özgür olmak..." dedi ve dünyevi zevklerin hepsini tattıktan sonra..." Bilinmesi gereken şeyleri,  insanın kendisinin tanıması iyidir." Diye ekledi ve sonra şöyle anlattı :" Dünya zevklerinin ve dünya malının insana hayır getirmeyeceğini daha çocukken öğrendim! Hanidir biliyordum bunu, ama şimdi yaşadım. Ve şimdi biliyorum, belleğimle değil,gözlerimle, yüreğimle, midemle biliyorum böyle olduğunu. Ne mutlu bana ki biliyorum bunu..." Ama sonra bir süprizle karşılaştı, Bakalım neler neler daha öğrenecekti hayattan...

"Bilgi bir başkasına aktarılabilir, bilgelik ise asla. Bilgelik keşfedilebilir, yaşanabilir ama öğretilemez.” diyor Siddhartha. Ben de bu kitabı alın ve ilk sayfadan itibaren , sözlerin akışına bırakın kendinizi diyorum. 


“... kendini aramaya fazla zaman verdiğinde, belki de bu sefer aramaktan 'kendini bulma' fırsatını bir türlü yakalayamazsın..."
"Dünya iyi mi, kötü mü, dünyada yaşamak çile midir, sevinç mi, bir yana bırakalım, belki bu önemli değildir o kadar..." 
( Hermann Hesse/  Siddhartha )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder